Sunday, September 21, 2008

Amerikadaki Secimler...

Gecenki yazimda Turkiye adina benim acimdan onemli gelisen olay hakkinda fikirlerimi paylasmistim, simdi sira Amerikada. Gerci o kadar cok seyler gelistiki son 2 hafta icerisinde, hepsine vaktim oldukca deginmek istiyorum ileriki zamanlarda.

Ilkoncelikle en buyuk gelisen olaylardan bir tanesi Amerika adina burdaki secim ve secimde 2 partinin aday gosterdigi kisiler.

Ilkonce burdaki secimleri bildigim kadariyla biraz acikliyayim. Bizdeki gibi parti liderleri secilmiyor. Bizde biliyorsunuz parti icinde yillardir gorev almis, artik oranin demirbasi olmus kisiler parti baskanini seciyor ve sonra secilen parti baskani ve yardimcilarida parti adina milletvekiligine adayligini koymak isteyen yada kazanacagini dusundukleri kisilere milletvekiligi adayligi teklifi goturerek partilerinin aday listesini olusturuyorlar secimler icin. Burada ise farkli.

Burada, ulkeyi yonetecek parti ve basbakanini sectikleri secimlerdeki gibi aynen her eyalette secimler yapilarak demokratlar ve cumhuriyetciler oylarini vererek partilerine secimi kazandirip hukumetin basina gecircek en guclu aday kimi goruyorlarsa onu seciyorlar.

Kisaca dusununki Turkiyede CHP ve AKP iki parti olarak secimlere giriyor. Sonra hem CHP tarafindan hemde AKP tarafindan kim isterse adayligini koyuyor parti baskanligi icin. Koyduktan sonrada il il dolasip kendilerinin parti adina neler yapacaklarini anlatiyorlar ve televizyonda tum Turkiye'ye yayin yapan bir kanalda karsilikli soru-cevap olan oturumlara katilarak kendilerinin neden parti icin daha iyi bir aday oldugunu, partinin basina gecerse partiye nasil secimleri kazandirabilecekleri gibi yapacaklari islerden bahsediyorlar. Sonrada tabi o partiyi tutanlar ona gore kimi destekledigine karar verip, yasadigi bolgedeki yerel partisinin secimlerinde oyunu kulanarak partisinin basina kimin gececegini seciyor.

Eger bu tur demokratik partiler ici secimler bizde olsaydi Baykal mesala CHP'nin basinda olamazdi. Cunku eskiden ona saygisi olan bile artik gunumuzde onu CHP'nin basinda gormek istemiyor. Basimiza bu arap kultur partisini saranlarin en basinda gelenlerden birisidir Baykal. Onun hakkinda gecmiste 1-2 yazim oldu ama tekrar sirf ona itafen bir yazi yazmak istiyorum.

Neyse geri doneyim ben burdaki secimlere.

Amerikadaki demokratlar kendilerine aday olarak Obamayi secti, her ne kadar Clinton Obama'dan daha cok oy alsada ve bircok onemli konumdaki eyaletleri kazansada Obama'nin arkasina aldigi medya ve karizmasiyla ufak tefek eyaletleri kazanarak one gecti ve bu boyle olunca superdelegate'lerde birer birer Obamanin tarafina kaymaya basladi. Bu superdelegate olayida su benim anladigim kadariyla:

Simdi, demokratik partinin basina gececek lider icin yapilan ulkedeki yerel secimlerde adaylardan biri liderligi kazanmak icin gerekli oy sayisina ulasamazsa secimler sonunda, superdelegate'lerin verecekleri oylar sonucu seciliyor. Bildigim kadariyla simdiye kadarda onlara hic ihtiyac olmamis ama bu secimlerde iki demokrat partinin adayi arasindaki secimler o kadar yakin gectiki, her iki adayda resmen superdelagate'lerin pesine dusup ne gerekiyorsa yaparak kendi taraflarina cekmeye calistilar.

Turkiyede nasil medya ile Orhan Yamuk bile birden en iyi yazar oluyorsa, burda'da iste kimsenin adini bile duymadigi, yuzunu tanimadigi bir politikaci, secim kampanyasini yurutenlerin zekasi ve caliskanliligi ve tabiki arkasina aldigi medya ile birden herkesin her sozune inandigi ve sevdigi bir adam oluverdi. Adam'i nerdeyse Jesus bile yaptilar.

Medya surekli Clinton'in en ufak acigini arayip ona saldirirken Obamaya dokumuyorlardi bile. Televizyonlardaki oturumlardaki oturumu yoneten kisiler Clinton'a yuklenirken Obamayi desteklediklerini yada sevdiklerini gosterir gibi davraniyor yada tavir aliyorlardi. Hatta bu oturumlardan birinde Clinton sonunda dayanamayip 'isterseniz Obamaya bir yastik verelim, o uyusun' gibisinden bir espiri yapmisti.

Kisacasi uzun lafin kisasi Clinton gibi akilli guclu bir bayan dururken Amerika yine medyanin destekledigi ve karizmasina kendini kaptirdigi kisinin pesinden giderek demokrat adayi Obamayi demokratik partinin basina getirdi. Aynisini Bush'tada yapmislardi. Bush'a oy verenler verme nedenlerini 'onu kendimizden biri gibi goruyorum, oturup bira icebilecegim bir adam' diyorlardi. Bizde'de bilirsiniz Tayyip'in karizmasina oy verende cok. Adamin koyluyu azarlamasina bile 'helal basbakanima, nasil agzinin payini verdi' diyenler coktu, yada tv'lerde kasimpasalik taslamasini hayran hayran izleyenler ama her iki liderde ulkelerinin icine ettiler ama isin komik aci tarafi, hala ikisinide tutan ve iyi lider olduklarini dusunenler azinlik degil.

Neyse geri Obama doneyim ben. Obama'nin parti baskani olarak yaptigi ilk konusma burda olay oldu. Konusmasini yaptigi stadium'da aglayanlar bile vardi. Zencilerin aglama nedenini anliyorum, cunku 30-40 yil onceye kadar otobusun arka koltuklarinda oturtulan, beyazlarla ayni haklara sahip olmayanlar her ne kadar Obama'nin annesi beyaz olsada onun gorunusunden kendilerinden biri sayarak bu gunleri gorebildikleri icin agliyorlardi ama beyazlar bile vardi aglayan. Onlar niye agladi anlamadim ama sanirim fetos'un cami'deki vaazlarina aglayan tipler nasilsa Obamanin konusmasina aglayanlarda oyle. Guzel vaatler, acikli hikayelere goz yasi hazir kisilerdi sanirim.

Obama kendine yardimci olarakta 65 yasindaki Joe Biden'i secti. Obama Biden'i secmeden once yardimciligi icin bircok kisiyede mavi boncuk dagitti. onlarin desteklerini'de o sekilde alip Clintion'i devirmek istedi ve basardida. Joe Biden'de 35 yila yakin bir deneyimi var politikada. Ozelikle dis politikada cok deneyimli biri olarak biliniyor ama Turkiye icin ne kadar faydali biri olabilir onu bilemiyecegim. Clinton olsa idi hic korkulcak birsey yok derdim Turkiye adina. Obama'nin bu adami secmesindeki neden olarak kendisinin deneyemi az oldugu icin yanina dis politikada cok deneyimli ve guvenilir birisi oldugunuda soylesede Clinton bu adamdan daha iyi bir adaydi. Biden bile bir konusmasinda acikca soyledi, Clinton benden daha iyi aday olurdu diye ama Obama kendi kisisel hirsindan oturu Clinton'a yardimcilik gorevini vermedi cogu demokratlar Clintoni yardimcilik koltugunda gormek istedigini soylesede. Obama bence secimleri kazanirsa Clinton sayesinde kazanacagini biliyordu ve basbakanligi suresincede Clintonin golgesinde kalacakti. Ama kendisi ben kazandim, ben yaptim demek icin Clinton'i kendisine yardimci olarak secmeyip Biden'i secti ve olanlarda oldu ondan sonra.

Obama'nin hani yazimda bahsetigim demokrat parti lideri olarak yaptigi tarihi konusmasi'nin ertesi gunu Mccain kendi yardimci adayini acikladi ve herkesi sasirtarak Sarah Palin adindaki bir bayani secti. Sarah Palin'de pek tecrubesi olmayan ve taninmamis bir simaydi. Obama kendisine bayan yardimci olarak Clinton gibi bir bayani secmezken, Mccain'in Sarah Palini secmesi birden butun ilgiyi Palinin uzerine odakladi. Obamaya gosterilen medya ilgisi/sevgisi birden Paline odaklandi ve tabiki Obama tarafinda pacalar tutusmaya basladi ve o yuzden Obama hemen Clintonlara kostu yardim icin.

Simdi ise yapilan anketlerde ya Mccanin az farkla onde oldugu yada ikisinin oy oranlarinin ayni oldugu soyleniyor. Ya iste boyle, Obama kendi hirsinin ve medyanin gosterdigi ilgiyle simarip Clintonlara sirtini cevirip kendi basina Mccaini devirip tarihe adini gecirme planlari yaparken, Mccainin Palini secmesi sonrasi simdi eski populerligi olmadigi gibi, medya'da fazla ilgi gormuyor.

Karizmayi cizdirdi Paline argoca soylersek =)

Neyse yaz yaz bitmez bunlar hakkinda ama simdilik burda kesip bir sonraki yazimda'da Mccain ve Palin hakkinda olacak, ilgilenenlere duyrulur =).

No comments: